Yıldıztepe Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinde bulunan Kadınçayırı Tabiat Parkı, birbirinden farklı aktiviteler yapabilirsiniz. Kadınçayırı Tabiat Parkı Çankırı'nın en özel alanlardan birisidir. Kadınçayırı Tabiat Parkı’nda 211 adet floristik, 45 adet endemik bitki türü bulunmaktadır.
Kadınçayırı Tabiat Parkı sınırları içerisinde herhangi bir yerleşim yeri bulunmadığı için “kültürel kaynak değerleri” geleneksel mimari ya da kültürel bir doku izine rastlamak mümkün değildir. Tabiat parkında yapabileceğiniz etkinlikler ise : Zipline, yürüyüş patikaları, piknik alanları, kamelyalar, seyir terasları, çadırlı kamp alanları, açık alan spor aktiviteleri, yağmur barınakları ve seyir kuleleri, kır kahvesi, çeşmeler, köprüler, kütük evler ve oyun alanları bulunmaktadır.
Taş Mektep veya ilk adıyla söylemek gerekirse İdadi Mektep. 1886 yılında inşaatına başlanan Taş Mektep 1893 yılında da eğitime başlamıştır. Çankırı Merkez ilçeden bulunan bu tarihi mektep tamamen kesme taşlardan inşa edilmiştir. Lise, Ortaokul ve Güzel Sanatlar Lisesi olarak eğitim vermeye başlamıştır. Taş Mektep’in bir diğer önemli özelliklerinden birisi de Atatürk’ün Şapka Kanunu sonrasında çıktığı ülke gezisinde bu binada bir derslikte misafir olmasıdır. Taş Mektep müzeye çevrildikten sonra Taş Mektep’de bir Atatürk’ün konuk olduğu oda Atatürk Odasına çevrilmiştir.
1938 yılında Çankırı Halk Eğitim bahçesine antik değeri bulunan 3 farklı taşın getirilerek korumaya alındığı bilinmektedir. 1938 yılında Çankırı’da müze olarak temeli atılan bu uygulama Çankırı Kültür Direktörlüğü tarafından yürütülmüştür. Çankırı Müzesinin tam anlamıyla bir müze olarak kullanılmaya başlandığı tarih ise 9 Haziran 1972’dir. 1972 yılında Çankırı Müzesinde 116 parçalık bir tarihi eser sergilenmeye başlamıştır.
Çankırı Müzesi 1976 yılına kadar faaliyetlerine Çankırı Halk Eğitim binasında devam etmiştir. Halk Eğitim binasının yenileme çalışmalarının başlamasıyla Çankırı Müzesi faaliyetlerine Çankırı Lisesinde devam etmiştir. Çankırı Lisesinin bir sınıfı depo haline getirilerek de Çankırı Müzesinin yönetimi bir lisenin sınıfında devam etmiştir. Çankırı Halk Eğitim Merkezinin restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla 26 Ağustos 1981 yılında Çankırı Müzesi doğduğu yere geri dönmüştür. Çankırı 100.Yıl Kültür Merkezinin ikinci katında Çankırı Müzesini ziyaret edebilirsiniz.
Çankırı Müzesinde nelerin sergilendiğine gelecek olursak, Çankırı tarihi itibariyle bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Çankırı’nın önemli yeraltı kaynaklarından olan Kaya Tuzu ise antik dönemler hatta yazının icat edilmediği dönemlerde önemli bir yeraltı kaynağı olarak görülmüştür. Bu nedenle Çankırı’da Paleolitik Çağ’ın Tunç Devrinin Helenistik Dönemin ve Bizans Döneminin izlerine rastlayabilirsiniz.
Çankırı’da ünlenen onlarca höyük vardır. Keşfedilmeyi bekleyen binlerce höyüğün olduğu ise akademisyenlerin ve arkeologların öne sürdüğü bilgilerden anlaşılmaktır. Çankırı’da bulunan en önemli höyüklerden birisi olan Cendere Höyük Ilgaz ilçesinin güneyinde Kastamonu - Çankırı yolu üzerinde bulunan Cendere Köyündedir. Cendere Köyünde bulunan bu Höyük oldukça yüksek bir tepenin doğu tarafında bulunmaktadır. Cendere Höyüğünde anıtsal yapılar, kaya mezarlar, yine el ile yapılmış tapınaklar ve amacı halen anlaşılamayan höyükler bulunmaktadır.
Sakaeli Kaya Mezarları Çankırı’nın en önemli tarihi miraslarından bir tanesidir. Çankırı’nın Orta ilçesinde yer alan Kaya Mezarları’nın bir kısmı Roma bir kısmı ise Bizans dönemine aittir. Ayrıca Sakaeli Kaya Mezarlarının bulunduğu yerde Gavur Kalesi’nin izlerine de rastlayabilirsiniz. Sakaeli Kaya Mezarlarının bulunduğu yerde Peri Bacalarına da rastlayabilirsiniz.
Çankırı Kalesi’nin tarihine baktığımız zaman Hititlere kadar uzandığını görüyoruz. Hititler kalenin yapımı için moloz taş kullanmışlar. Dönemin şartlarına ve Çankırı Kalesinin inşa edildiği döneme baktığımız zaman ise bölgenin jeopolitik önemi ortaya çıkmaktadır. Çankırı Kalesinin yüksekliği 730 metre olup, Çankırı Kalesi ev sahipliği yaptığı Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı tarafından bu kalenin kullanıldığı görüyoruz. Roma’dan Osmanlı’ya kadar yenilenip kullanılan bu kale depremlerden dolayı bazı kısımları tahrip olmuştur.
Roma döneminde restore edildiği zaman gözetleme kulesi, nekropol alanları ve su sarnıçları gibi ek yerleşkeler yapılmıştır. Yaşanan depremler ve savaşlar sonrasında Çankırı Kalesinin belirli bir kısmı günümüzde ayakta kalmıştır. Çankırı Kalesi çevresinde yapılan peyzaj çalışmaları ile birlikte günümüzde mesire ve piknik alanı olarak kullanılmaktadır.
